Site Haritası
Hava Durumu
Pierre Martin
Pierre Martin



Düğünlerimiz

ÖMERLİDE KIZ İSTEME VE DÜĞÜN ÂDETLERİ

 

Toplumun en küçük birimi olan aile, evlilikle kurulan bir kurumdur. Evlilik, ebeveynin çocuklarına karşıyerine getirmeleri gereken en önemli görevlerden biridir. Meselenin sosyal boyutunun yanısıra dinî, kültürel, ekonomik ve hukukî boyutlarıda vardır. Öneminden dolayıhem aileler çocuklarınıevlendirirken çok hassas davranırlar; hem de her memlekette evlilikle ilgili birçok gelenek ortaya çıkmıştır.

 Gelin AdayıArama [Davvir ‘ale kınné]

Geleneğin güçlü olduğu diğer yerlerde olduğu gibi Ömerli’de de ( mahserte de)  evlilik için ilk adım erkeğin ailesi tarafından atılır. Genellikle anneler evlilik çağına gelen çocuklarıiçin kız bakmaya başlarlar. Gelin olacak kızın yakın çevreden olmasına özellikle dikkat edilir. Bunun pratik faydalarından biri, birbirlerini tanıyan insanlar arasında daha çabuk ülfet oluşması, kızın katılacağıyeni ailede yabancılık çekmemesidir.

Anneler, gelin adayınıseçerken, kendi ailelerinin sosyal ve ekonomik konumunu gözetirler; reddedilmeyecekleri kızlara talip olmaya dikkat ederler. Evlilik namzetlerinin sosyal ve ekonomik denkliği, sağlıklıbir evlilik için önemlidir.

Evlilikte ailenin rolü belirleyici olmakla birlikte, birbirlerini seven gençlerin evlendirilmesine dikkat edilir. Sevenlerin kavuşmalarınıengellemenin günah olduğuna inanılır. Bu sebeple oğlanın bir sevdiği varsa, genellikle ailenin başka tercihte bulunma imkânıkalmaz. Neticede kız isteme aşamasına aile ile oğlanın mutabakatıyla gelinir. Evliliğin her aşamasında olduğu gibi bu sırada da annelerin rolü baskındır. Babalar, genellikle bir şeyden haberleri yokmuşgibi davranırlar. Eskiden evlenmek isteyip de bunu ailesine açamayan gençlerin çeşitli davranışlarla bunu ailesine hissettirdiği anlatılır. Bunlardan biri, kaşığın bulgur pilavına batırılmasıdır.

 Görücü Olarak KızıGörme [Talli‘ ‘al bınt]

Gelin olarak düşünülen kız yakından bilinen biri değilse oğlanın annesi, kızın annesine haber göndererek görücü olarak ziyaret izni ister. Kızın ailesinin talebi kabul etmesi üzerine damat adayının annesi yakın akrabalarından bazıhanımlarıyanına alarak kız evini ziyaret eder. Erkeğin ablasıya da kız kardeşi varsa o da kız istemede etkin rol üstlenir. Bu ziyaretin temel amaçlarından biri kızın bir kusuru olup olmadığına son kez bakmaktır. Dikkat edilen şeyler arasında fizikî bir kusurun olup olmadığıdır. Görücü hanımlar, bununla yetinmeyerek kızıkonuşturup, konuşma yeteneğine, misafir karşılamasına, davranışlarına da dikkat ederler. Kızın yanaklarından öperken ağzının kokup kokmadığına özellikle dikkat edilir.

Görücü hanımlar, kız evinden ayrıldıktan sonra durumu kendi aralarında değerlendirip görüşlerini oğlana bildirirler. Kız görmeye giden hanımlar arasında bulunanların görüşleri olumsuz olsa bile kanaatlerini kesin ifadelerle söylemek yerine, “Alla yıstır ‘aleyye, başyé” [Allah günahlarınıgizlesin, fena değil.] gibi sözlerle dile getirmeyi tercih ederler. Zira evlilik namzedi bir kızın kötülenmesine iyi gözle bakılmaz. Bir atasözümüz “ıl-Bınt keme’l-ızyarayé.” [Kız ziyaret gibidir.] şeklindedir. Bunun anlamıhem kızıistemek amacıyla gelip gidenin çok, hem de onun aleyhinde konuşmanın günah olduğudur. Evlilik çağına gelen kızın taliplerinin çok olduğunu ifade etmek üzere “ıl-Bınt haleqıtı’l-bebyé.” [Kız, kapıtokmağıgibidir.] şeklinde bir atasözümüz de vardır.

 Kız İsteme [Tılbé]

Kız beğenildikten sonra durum kızın ailesine münasip bir lisanla iletilir. Bu arada erkeğin babasıya da aile büyüklerinden biri de çoğu zaman latifeyle “Sizinle akraba olmak istiyoruz. Bizi akrabanız olarak kabul eder misiniz?” gibi sözlerle durumu kızın babasına ya da aile büyüklerine iletir. Genellikle kız tarafıdüşünmek için birkaç gün zaman ister. Kızlarınıvermeye niyetli olsalar da ağırdan aldıklarınıhissettirmek için birkaç gün sonra cevap verirler.

Bu arada genellikle kızın annesi, kızının görüşünü sorar; bu işe rızasının olup olmadığınıöğrenmeye çalışır. Bazen baba da kızıyla konuşarak görüşünü öğrenmek ister. Kız razıolsa dahi bunu açıkça ifade etmek yerine başınıönüne eğerek susmayıtercih eder. Bu sebeple “Sükût ikrardan gelir.” denmiştir.

Ön görüşmelerden olumlu sonuçlar alındıktan sonra kız ile oğlanın birbirlerini görmeleri için kız evine bir ziyaret daha yapılır. Genellikle bu ziyaret yakınlarının yanında gerçekleşir ve birkaç bakışmayla biter. Ancak günümüzde evlilik namzetlerinin birbirlerini daha yakından tanıma istekleri sebebiyle kızın küçük kardeşlerinden birinin yanlarında olduğu kısa bir görüşmeye de izin verilir.

Kız tarafının onayıalındıktan sonra erkeğin yakınları, akrabalarınıtoplayarak kız isteme işini resmileştirirler. Tılbé denen bu törene önem verilir. Erkek tarafı, akrabalarını, komşularınıve dostlarınıözellikle çağırmaya özen gösterirler. Tılbé’ye olabildiğince kalabalık gidilir. Hatta unutulanlar, çağrılmamalarını, önemsenmedikleri şeklinde yorumlayarak darılırlar.

Kız isteme töreninde erkek tarafınıtemsilen ailenin ağzılaf yapan yaşlılarından biri, gelişsebeplerini veciz bir şekilde anlatır. Kız tarafının hem görüşünü hem de şartlarınısorar. Kız tarafıadına da ailenin yaşlılarından biri taleplerini dile getirir. Bu tören günümüzde çoğunlukla semboliktir. Taraflar, işin hayırlıolmasınıdileyerek güzel temennilerini dile getirirler. Cemaat içinde varsa din görevlisi, yoksa yaşlılardan biri, tarafların anlaştığının bir ifadesi olarak kısa bir dua yapar veya cemaati Fatiha okumaya davet eder. Bundan sonra misafirlere erkek tarafının kız evine getirdiği şerbet ve tatlılar ikram edilir.

Gelin kayınpederinin elini öpmeye çıktığında, kayınpeder geline yüz görümlüğü olarak bir miktar para verir.

Ertesi gün kızın annesi, kızının istendiğini duyurmak amacıyla komşulara ve akrabalara damat tarafının getirdiği şerbetten ve tatlıdan gönderir.

 Başlık Parası, Alınacak Takılar ve Eşyalar [Kıt‘én ın-neqıd, ız-zeheb u’l-hıvéyıc]

Eskiden kız isteme töreninde, kız tarafının büyüklerinden biri, istedikleri başlık parasını, altın ve önemli ev eşyalarınıaçıklardı. Ev eşyalarının hepsi erkek tarafınca alındığıgibi, düğünün bütün masraflarıda onlar tarafından karşılanırdı. Erkek tarafıiçin yük olan harcamalardan biri kız için ziynet olarak talep edilen altındı. Kıza belli sayıda altın dişyapılmasıda konuşulan konulardan biriydi. Hatta gelin, baba evinden çıkarılırken kapıda verilecek para da konuşulurdu. O günkü maddî imkânsızlıklar içinde erkek tarafıçoğunlukla bu talepleri yerine getirmekte sıkıntıçekerlerdi.

Erkek tarafıtalepleri fazla görürlerse, bunların azaltılmasınıisterlerdi. Bazen bu konuşmalar bir çeşit pazarlığa dönüşürdü. Bu durumda erkek tarafının törene getirdikleri hatırlıkişilerin ihtilafın çözülmesinde etkin rolleri olurdu. Sonunda çoğunlukla erkeğin ailesinin ekonomik gücüne uygun bir orta yol bulunurdu.

Kızın ailesinin erkeğin ailesinden aldığıbaşlık parasıyerine bazen tarla ya da bağda alınabiliyordu. Toplumun aydınlanmasıve din görevlilerimizin başlık parasıalınmamasıyönündeki ısrarlıçabalarısonucu günümüzde başlık parasıkalktığıgibi, belli başlıev eşyalarından bazılarınıkızın ailesi almaktadır.

Günümüzde evlenen gençler için satın alınan eşyalarla eskiden alınan eşyalar arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır. Bugün gençler, modern bir evde bulunmasıgerekli olan eşyaların alınmasınıarzu etmektedirler. Eskiden ev eşyası, yün yatak, keçi yününden dokunmuşbir kilim ya da maddî imkâna göre Antep kilimi ve birkaç kap kacaktan ibaretti.

Kızın çeyizi ise elbiseleri ile kendisine alınan birkaç kumaşve hazırladığınakışlardan ibaretti. Daha eski dönemlerde ise bunların çoğu yoktu.

 Yatak Hazırlanması[Şıddén ıl-ılhéf]

Kız tarafıçift için bir yün yatak hazırlar. Yatağın ne zaman hazırlanacağıyakın akrabalara daha önceden duyurulur. Kadınlar yatağıdikerken zılgıtlar çalınır; oyunlar oynanır; yatağın üzerine şeker atılarak orada bulunanlara ikram edilir. Bu arada yatak bağlanırken içine de birkaç şeker atılır.

Yorganın etrafıözellikle bekâr genç kızlar tarafından dikilir. Orada hazır bulunan genç kızlar, kısmetleri açılsın diye sıraya girerek yorganın çevresine birkaç dikişatarlar.

 Çeyiz Almaya Gitme [Tıl‘én lıç-çez]

Kız isteme töreninde kararlaştırılan altın ve eşyanın satın alınmasıiçin Mardin’e gidilir; bu âdet hala devam etmektedir. Çeyiz alış-verişine damat adayının anne-babasıve kızın annesinin (veya anne-babasının) yanısıra yakın akrabalarından bazıhanımlar da giderler. Bu arada kızın nişanda ve düğünde giyeceği elbiseler satın alınır. Erkek tarafı, imkânlarına göre alış-verişe katılan yakınlarına hediyeler alırlar.

Kız isteme ve düğün törenleri hem maddî imkânların nispeten elverişli olduğu, hem de işlerin bittiği harman sonrasıya da bağbozumu sonrasıgibi zamanlarda yapılırdı.

 Nişan [ın-Nişen]

Eskiden kız isteme töreninden sonra ayrıca nişan yapılmaz; makul bir süre sonra düğünle aile kurulmuşolurdu. Günümüzde kız isteme töreninden sonra ayrıca nişan yapılmaktadır. Özel bir sebep yoksa nişanlılık döneminin uzun tutulmamasına özen gösterilir. Nişanlılık döneminde dinî bayramlarda kız tarafına çeşitli hediyeler göndermek âdetten olup bu davranışonlara değer verildiğinin bir ifadesidir.

Nişan töreni, genellikle kız evinde ya da genişbir alanda yapılır. Nişan masraflarının hepsi oğlanın ailesi tarafından karşılanır.

Mardin’den alınan eşyalarla oğlan tarafının geline vereceği hediyeler, nişan günü tepsilere konarak kadınlar tarafından zılgıtlar eşliğinde kız evine götürülür. Nişanda gelen misafirlere şerbet ikram edilir.

Erkek tarafıgelin için, kız tarafıise damat için, içinde düğün töreninde giyilecek elbiselerin de yer aldığıbohçalar hazırlarlar.

Nişan töreninde damadın ailesinden ya da orada bulunan saygın misafirlerden biri damat ve gelin adayının nişan yüzüklerini takar. Aile büyüklerinin ellerini öpen çift, tebrikleri kabul ederler. Daha sonra kendilerine ayrılan sandalyelere otururlar. Para ya da altın takıtakmak isteyenler, hediyelerini damat ya da gelinin elbisesine takarlar. Kadınlar, kendi aralarında oyun havalarıeşliğinde bir süre eğlendikten sonra, misafirler dağılır. Oğlanın yakınıolan hanımlar kızın ailesine temizliğe yardım ettikten sonra onlar da evlerine giderler.

 Dinî Nikâh Kıyma [Kıt‘én ın-nıkeh]

Dinî hassasiyeti olan aileler, söz kesildikten sonra ya da nişanla birlikte kızla erkeğin rahat görüşebilmesi için dinî nikâh kıyarlar. Ancak günümüzde bazıaileler, ortaya çıkmasımuhtemel bir ihtilafta kızın mağduriyetini önlemek için dinî nikâhtan önce resmi nikâh yapılmasınışart koşmaktadırlar.

Dinî nikâh, Şafiî mezhebine göre, bir din görevlisi, genellikle de mahalle camiinin imamıtarafından kıyılır. Şafiilere göre nikâh için kızın velisinin izni şart olduğu için nikâh töreninde kız yerine babası, ya da çoğunlukla onun bir vekili hazır bulunur. Ayrıca en az iki erkek nikâha şahitlik yapar. Nikâh sırasında dinimizce kadına bir hak olarak verilen mehir miktarıbelirlenir. Mehir, genellikle bir yüzük ya da bir bilezik şeklinde sembolik bir miktar olarak tespit edilir. Hoca efendi, evlilik kurumunun öneminden bahsettiği kısa bir konuşma yapar; evlilikle ilgili bazıayet ve hadisleri okur; ardından erkeğin söylemesi gereken ifadeleri söyleyerek damada tekrar ettirir. Kızın velisi ise kabul ettiğini ikrar ettikten sonra imam efendi dua ederek nikâhıkıymışolur.

Düğün tarihi tespit edildikten sonra hazırlıklara başlanır. Düğüne yaklaşık bir hafta kala kızın ailesinin evinde kızın çeyizi ve alınan eşyalarısergilenir. Eşyalarıgörmeye gelenler, küçük hediyeler getirerek eşyaların yanına bırakırlar.

 Eşyaların Erkek Evine Götürülmesi [Nıklén ıl-Hıvéyıc]

Düğünden bir-iki gün önce çiftin eşyalarıkızın çeyizi kız evinden damadın evine ya da onun için babasının evinde hazırlanan odaya, kadınlar ve gençler tarafından nakledilir. Eskiden eşyalar, başüstünde zılgıtlar eşliğinde şenlikle taşınırdı. Günümüzde bazıeşyalar insanlar tarafından taşınamadığıiçin yine düğün havasıiçinde bir araçla nakledilir.

Eşyalar kız evinden çıkarılmadan önce, gelinin yakınlarından biri eşyanın bulunduğu odanın kapısınıkilitleyerek bahşişister. Talep ettiği miktar sorulur ve damadın ailesinden biri onu memnun edecek bir miktar parayıbahşişolarak verir.

 Kına Yakma [ıl-Hınné]

Düğünden bir gece önce kız evinde ve erkek evinde değişik eğlenceler yapılır. Kız evinde kına yakma [hınné] töreni icra edilir. Kına yakma töreni, genellikle akşam yapılır. Gündüz yakınlara, komşulara ve akrabalara törenin yapılacağıduyurularak davet edilirler. Damadın yakınıolan hanımlar, gelinin evine giderek burada bir leğende kınayıyoğururlar. Bu sırada mahallî şarkılar okunur. Yakılan kınadan gelinin eline yakılır. Gelin, avucunu açmak için nazlanır. Kaynanasıya da damadın ailesinden bir hanım gelinin avucuna bir altın koyar.

Kızın annesi ya da kız kardeşlerinden biri kına yakılmadan bahşişisterler. Damadın annesi veya kız kardeşi ne kadar talep ettiklerini sorar. İstedikleri miktar üzerine şakayla karışık pazarlıklar yapılır. Sonunda bir miktar para kız tarafınımemnun edecek kına hediyesi olarak verilir.

Gelinin eline kına yakıldıktan sonra zılgıtlar eşliğinde gece geç saatlere kadar eğlenilir. Orada bulunan misafirlere yoğrulan kınadan dağıtılır. Damadın serçe parmağına daha sonra aynıkınadan yakılır.

 

 Yüzük Oyunu [ıl-Hosa]

http://www.omerlim.com/images/pages/diger/23/DSC00407.JPG
Düğünden bir gün önce damadın yakınlarından biri damadıakşam yemeğine davet eder. Yemekten sonra damadın arkadaşlarıve davetlilerin katıldığıyüzük oyunu [hosa] oynanır. Yüzük oyunu çekişmeli ve neşeli geçer.

Mahalli bir oyun olan yüzük oyununda hazır bulunanlar eşit iki gruba ayrılır. Her takım, onlarıtemsilen bir başkan [ras] belirler. Başkan seçilen kişinin, konuşkan ve şakacıbiri olmasına dikkat edilir.

Önce yüzüğün hangi takım tarafından saklanacağınıbelirlemek için kura çekilir. Başkan, kendi takımının elemanlarının her birinin avucuna yüzüğü bırakıyormuşgibi onlarıtek tek dolaşır. Takımdaki elemanlar yüzüğü saklamak için elbiselerinin eteğini ya da ev sahibi tarafından verilen çarşaflarıkullanırlar. Başkan, renk vermeyeceğine inandığısoğukkanlıbirisinin avucuna yüzüğü bırakır. Yüzüğü bıraktığıkişinin yüzüğün kendisinde olduğunu bilmesi şarttır. Aksi takdirde yüzük diğer takıma geçer. Oyunda yüzüğü taşıyan kişinin soğukkanlıdavranıp yüzüğün kendisinde olduğunu karşıtakıma hissettirmemesi önemlidir.

Rakip takımın başkanı, yüzüğü saklayan takımın elemanlarınıtek tek süzerek yüzüğün kimde olduğunu tespit etmeye çalışır. Bu arada takım arkadaşlarıyla istişare eder. Son kararlar, iki takımın başkanıtarafından verilir. Başkan, yüzüğü saklayan takımın elemanlarının isimlerini “Filanca puş” [Filan boştur.] diyerek yüzüğün onda olmadığınıifade eder. Bu arada yüzüğü saklayan takımın başkanırakip takımıyanıltmaya çalışır.

http://www.omerlim.com/images/pages/diger/23/DSC00411.JPG
Yüzüğü bulmaya çalışan takımın başkanı, yüzüğün kimde olduğu hususunda güçlü bir kanaate sahip olmuşsa radikal bir kararla o adamıbırakarak diğer oyuncuların adınısöyleyebilir. Yüzük bulunursa, yüzüğü saklama sırasıkarşıtakıma geçer. Bulunmamasıhalinde aynıtakım yüzüğü tekrar saklar. Yüzüğü saklayan takım 21 puana ulaşıncaya kadar oyun tekrar eder.

Final oyununda başkan takımın renk vermeyen iki oyuncusunu koç [bıran] seçerek yüzüğü onlardan birisinde saklar. Yüzük bu son oyunda bulunamazsa oyun biter; bulunursa yüzüğü yakalatan elemana koyun [na‘cé] denerek onunla alay edilir. Yüzüğü yakalatan takımın puanıdüşürülerek yüzüğü saklama sırasıkarşıtakıma geçer.

Bazen sabahlara kadar devam eden bu oyunun sonunda kaybeden takım, oyunun başında kararlaştırılan ikramıyapar. Çoğu zaman ikramıev sahibi karşılar; çerez yenir, şerbetler içilir. Bazen toplanan parayla alınan yiyecekler, galip takımın elemanlarıtarafından yenir; mağlup takımın elemanlarına yedirilmeyerek şakalar yapılır.

ğün [ıd-Da‘vé]

http://www.omerlim.com/images/pages/diger/23/tur39b.jpg 
Düğün töreni damat tarafının tercihine göre davullu zurnalıya da daha sade yapılır. Düğün, bazen bir günde bitirildiği gibi, günlerce devam ettiği de olur.

Düğüne yakın bir zamanda vefat eden kimse olmuşsa, özellikle de vefat eden genç ise çalgıçalınmamasına özen gösterilir. Bazen düğün sahibi ölümünün üzerinden birkaç ay geçen kişinin yakınlarına giderek düğün için kendilerinden izin ister ve vefat eden kişiye dualar eder. Bu durumda düğün yapılmasına izin vermemek gibi bir şey söz konusu olmasa da bu davranış, ölü sahiplerine değer verme olarak değerlendirilir.

Düğünlerde çalınan belli başlıçalgılar, davul, zurna ve kabak kemanedir. Bu enstrümanlarıçalan çalgıcılar [mıtarbé], hem düğüne gelenlerin bazılarından ve hem de düğün sahibinden bahşişalırlar. Mıtırbiler, özellikle kabak kemane çalarken Kürtçe ve Arapça şarkılar söylerler. Son yıllarda elektro-saz, orkestra ya da başka çalgılar eşliğinde şarkılar söyleyenlerin katıldığıdüğünler de yapılmaktadır.

Düğünlerde genellikle oynanan iki oyundan biri raks, diğeri ise çurızé diye isimlendirilir. Bunlardan başka zaman zaman çiftetelliye benzer bir oyun da oynanır. Oyun sırasında kadınlar sevinç ifadesi olarak zılgıt çalarlar [helhil]. Düğün sahiplerinin tercihlerine göre farklılık arz etmekle birlikte çoğunlukla kadınlarla erkekler karışık oynarlar. Ancak el ele tutuştuklarında yakın akrabaların el ele tutuşmasına ve beraber oynamasına dikkat edilir.

Oyun sırasında damadın damatlık kıyafetleri, arkadaşlarıve akrabalarıtarafından getirilerek oyun eşliğinde elden ele dolaştırılır. Daha sonra damadın etrafısarılarak oyun eşliğinde elbiseleri giydirilir. Bu sırada damadın arkadaşları“Ki zava, ki zava?” [Damat kim, damat kim?] diye bağırdıktan sonra damadın adınısöyleyerek “Falanca zava… Hala hala heeeeey” şeklinde bağırırlar. Damat da oyunlara iştirak eder.

Gelinin damat evine götürüleceği gün, damadın saç ve sakal tıraşı, düğün meydanında yine oyunlar eşliğinde yapılır. Tıraşsırasında damadın elbisesine para iliştirilir. Bu paralar, bahşişolarak berbere bırakılır.

http://www.omerlim.com/images/pages/diger/23/dugun.gif

 Gelini Çıkarma [ıl-Havvil]

Gelinin baba evinden çıkarılacağıgün, gelen konuklara ikram edilmek üzere yemekler hazırlanır. Öğle vakti yemek ikramıyapılır. Yemekten önce mevlit okutma âdeti yaygındır. Davetliler, yere kurulu sofrada yemeklerini yerler. Gelen yeni davetliler için yeni tabaklar konur. Davetli olmayanlar da sofra kaldırılıncaya kadar düğün evine gidip yemek yiyebilir.

Gelin evinde o gün yemek pişmez. Damadın ailesi, onlara kaburga dolması[qapreğeyé] ve düğünde konuklara ikram edilen yemeklerden gönderir.

Genellikle gelin ikindiden sonra zılgıtlar eşliğinde kız evine gelen damadın yakınlarıve davetliler tarafından damadın babasının evine götürülür. Bu sırada duygusal anlar yaşanır. Gelin ve yakınlarıgözyaşlarıarasında vedalaşırlar. Damadın akrabasıolan iki kadın, gelinin koluna girerek onu baba evinden çıkarırlar. Gelinin ağabeyi, erkek kardeşi veya babası, gelinin beline kırmızıbir kuşak bağlar.

Kapıda duran gelinin küçük kardeşi, götürülmesine izin vermek için bahşişister. Memnun olacağıbir miktar parayıaldıktan sonra gelinin kapıdan çıkarılmasına izin verir.

Eskiden damadın evi yakın ise gelin yürüyerek, uzak ise ata bindirilerek götürülürdü. Günümüzde ev yakın olsa da süslenen gelin arabasına bindirilen gelin, diğer davetlilerin bindiği arabalardan meydana gelen konvoy eşliğinde ilçede dolaştırılır. Gelin arabasının geçmekte olduğunu gören çocuklar, arabanın önünü keserek bahşişalmaya çalışırlar. Kendilerine verilen bahşişi az bulurlarsa daha fazla bahşişalmak için yol vermemek için diretirler.

Damat evine getirilen gelin arabadan inmek için para ister. Parayıalmadan arabadan inmez. Damat ya da yanındaki akrabalarından biri para verdikten sonra gelini arabadan indirir.

Damadın evinin kapısından giren gelinin eline içi şekerle dolu bir testi tutuşturulur. Gelin bu testiyi yere vurarak kırar. Bu davranışla gelinin eve hayır ve bereket getireceğine inanılır. Gelin, evin kapısından girince damat, yüksek bir yerden gelinin üzerine bozuk para ve şeker atar. Çocuklar atılan paralarla şekerleri kapışmak için birbirleriyle yarışırlar.

http://www.omerlim.com/images/pages/diger/23/TKUhalay.jpg

 Para Hediye Etme Merasimi [ıl-Helliq]

Gelin eve alındıktan sonra çalgıcılardan ağzılaf yapan biri, para takma merasimini [helliq] başlatır. “Şabaşşabaş, lımın şabaş” diye bağıran mıtırbi, hediye edilen paranın miktarıyla birlikte hediye edenin adınızikreder. Böylece para hediye etmeleri için davetliler rekabet içine sokulur. Davetliler, kendilerine denk kabul ettikleri kişilerin ne kadar para hediye ettiklerini gözetir. Eskiden düğünlerde altın takılmazdı. Hediye edilen paralarla düğün sahibinin maddî yükü bir miktar hafifletilirdi. Bugün yapılan düğünlerde, nişan töreninde ya da düğün merasimi sırasında altın takıtakma âdeti de yaygındır.

Takımerasiminden sonra düğün akşama kadar devam eder. Akşam vakti davetliler dağılır.

 ğünden Sonraki Sabah [ıs-sıbahiyé]

Düğün sabahı, damat ve gelini tebrik etmeye gidilir. Sabahın erken saatlerinde başlayan bu kutlamalar sırasında damat ve gelin misafirleri karşılarlar. Bu kutlama ziyaretleri günlerce devam eder.

 Damadın Ailesine Hediye Götürme [ıl-Hımlén]

Eskiden kutlamaya gelenler, damadın ailesine hediye olarak ağzıgenişbir tabağın [mensef] içinde buğday ya da un götürürlerdi. Son zamanlarda buğday yerine birkaç kilo küp şeker götürülmektedir.

Damadın annesi de gelenlere çeşitli hediyeler verir [hıl‘e]. Yakın akrabalara elbiselik kumaş, diğerlerine hanımların başlarına bağladıklarıtülbent, erkek çorabıve sabun gibi hediyeler verilir.

 Gelinin Düğünden Sonra Babaevine İlk Gidişi [Reddıtı’l-‘ırs]

Düğünden üç gün sonra gelin, kocasıyla birlikte babasının evine gider. Gelinin ailesi damat için güzel davet yemekleri hazırlar.Sofraya davet edilen damat  hemen  sofraya oturmaz naz  yapar. kendisine  hediye verilmesini bekler verilen hediyeden sonra sofraya oturur.  Evlendikten sonra ilk kez babasının evine giden kıza, babasıya da annesi altın takıveya başka bir hediye verir.

HAZIRLAYAN: Prof. Dr. Adnan DEMİRCAN


Yorumlar - Yorum Yaz
Saat
Üyelik Girişi

İLANLAR

MAHALLİ ARAPÇA SÖZLÜK

ÖNEMLİ TELEFONLAR
 Ömerli FM
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam32
Toplam Ziyaret489715
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.165034.3019
Euro36.973437.1216